Açık Parfüm (jenerik) İşinde Bilinmesi Gerekenler

Açık Parfüm nedir? 

Orjınal parfüm ile farkı , bazen kalıcılığı, bazen ise koku benzerliğiyle ön  plana çıkar.
Parfüm, tanım olarak kokulu esans yağları, aromatik karışımlar ve çeşitli kimyasal maddelerden elde edilen, insan vücudu, çeşitli nesneler ve ortamlara güzel koku vermek amacıyla kullanılan karışımların genel adıdır. Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde parfüm kelimesi "güzel koku" ve "şişelenmiş güzel koku" olarak tanımlanmıştır. Parfüm içerisinde yer alan inceltici, çözücü maddeler ile kokulu yağ oranı parfümün "esans", "eau de parfum", "eau de toilette" ve "eau de cologne" olarak ayrılmış olan sınıfını belirler. Parfüm, kozmetik endüstrisinde en büyük rekabetin ve prestij savaşlarının yaşandığı alanlardan biridir. Gizli formülleri, büyük ar-ge laboratuarları, ünlü isimlerin yer aldığı reklam kampanyaları, özel tasarımlı şişeleri ve çok yüksek rakamlara çıkabilen ürün fiyatları ile kozmetik sektörü içerisinde ayrı bir yere sahiptir.


Açık  parfüm alırken nelere dikkat etmek gerekir?

Açık  parfüm alırken birinci önceliğiniz satış noktasındaki sağlık bakanlığı belgesidir, ve bu belgedeki
Marka ismiyle, aldığınız ürünün üzerindeki markanın aynı olmasına dikkat edin.
İkinci   husus  fiyatı.  Unutmayın  ucuza alalım  derken sağlığınızı tehlikeye atmayın.
Açık parfüm sektörü  bir tür imitasyon parfüm pazarıdır,imitasyonun takliti olmaz.
Üçüncü  bir unsursa  aldığınız ürünün  ambalajı  ,valf  kalitesi  gibi gerçekten ürüne  ,
Tüketiciye verilen önem ve özeni gösteren  detaylardır.
Son  olarak’da ürünün  içerisinde tortu ve benzeri maddelerin olup olmadığıdır.
Bunu ilk bakışta anlayamazsınız fakat ürünü hafif çalkaladığınızda dibine çöken maddeleri görebilirsiniz.
Bu maddeler aldığınız ürünün ne kadar sağlıksız bir ortamda yapıldığını gösterir.


Açık Parfüm nasıl kullanılır?


Tabi ki her kozmetik ürünü gibi parfüm kullanırken belli başlı dikkat edilmesi  gereken unsurlar vardır.
Parfümü direk olarak  tenimize  sıkmamak  gerekir .Bu orjınal parfümler içinde geçerlidir.
Parfümü  üstünüze sıkma mesafeniz en az 20 cm olmalıdır.
Daha kısa mesafede  kıyafetlerinizde leke yapma riski vardır.
Aldığınız veya seçiceğiniz kokuda ten uyumunuza dikkat ediniz.
Teninize uymayan kokular  yeri gelir ağır bir koku yayar,bazı kokular ise teninizde kalıcık
sağlamaz.


Parfüm kullanmanın altın kuralı: çok fazla parfüm kullanmayın. Bir odaya gireceğiniz zaman, parfümünüz sizden önce girmesin…

Parfümleri nabzınızın attığı yerlere, yani bileklerinize, boynunuza, göğüslerinizin arasına, kulaklarınızın arkasına, hatta dirsek ve dizlerinizin arkasına, ayak bileklerinize, baldırlarınızın iç kısımlarına sıkınız. Buralarda kanınız derinizin üst kısmına yakın olduğunundan, bu bölgeler daha sıcaktır ve parfümünüzün daha iyi yayılmasını sağlayacaktır.

Coco Chanel diyor ki: "Parfümünüzü öpülmek istediğiniz yerlere sıkınız". Dikkate almaya değer…

Parfümü yaklaşık 30 cm. uzaklıktan sıkınız. Estee Lauder tarafından önerilen diğer bir yöntem de, parfümü havaya sıkmak ve oluşan parfüm bulutunun içine girmek…

Ayrıca saçınızı fırçalamadan önce saç fırçanıza bir miktar parfüm sıkmanızı öneririz.

Parfümü kıyafetlerinize sıkmayınız. Parfümün içerisindeki yağlar özellikle ipek gibi hassas kumaşlarda lekeye sebep olabilir. Parfümleri sadece vücudunuza, kokunun gelişebileceği yerlere sıkınız. En iyisi, parfümü giyinmeden önce kullanmaktır.

Eau de toilette türü parfümler yaklaşık 4 saat, eau de parfum türleri ise 8 saat kadar üzerinizde kalır (Bir parfümün yağ oranı ne kadar yüksekse, kokusu o kadar kalıcıdır).

Parfümünüzün kokusunun vücudunuzda daha kalıcı olması için, parfümü sürmeden önce aynı markaya ait vücut losyonu, nemlendirici, pudra gibi yan ürünleri kullanınız, parfümü bunun üzerine sıkınız. Bu ürünlerin içerisindeki yağlar, parfümü tutarak daha kalıcı olmasını sağlayacaktır.

Parfümler kuru ve açık renkli ciltlerde daha az kalıcıdırlar (Parfümler bu cilt tiplerinde daha uçucu olurlar). Bu yüzden ğparfümler kuru ciltlerde daha sık tazelenmeli ve yan ürünlerle birlikte kullanılmalıdırlar.

Parfümü şişesinden parmağınızla sürmeyiniz. Derinizdeki yağ, şişenin içerisine girerek parfümünüzün kokusunun bozulmasına sebep olabilir. Bu yüzden püskürtmeli parfümleri tercih edin, ya da bir parça pamuk üzerine döktükten sonra üzerinize uygulayın.


Parfüm hediye edicem  nelere dikkat etmem gerekir?

Hediye almak zaten başlı başına zor bir seçim , bu parfümse birde alıcağınız kişinin
ne kullandığını bilmiyorsanız daha  zor.
Tabi  ki  tam olarak  tahmin etmeniz zor  ama genel verilere baktığımızda insanları  yaşlarına
Ve  tabi ki   ten uyumlarına göre seçim yaptıklarını görüyoruz.
Örnek olarak ,   Esmer bir bayanın teninde çikolata kokusu çok hoş durur.


Açık Parfüm seçerken dikkat edilmesi gerekenler


Parfüm almak için en uygun saat akşam saatleridir. Zira bu saatlerde insanların koku alma duyusu daha iyi çalışır. Aynı şekilde kış mevsimlerinde de yaz mevsimlerine oranla daha iyi koku alırız.

Parfümü teninize sıktıktan sonra en az 1 saat olgunlaşması için beklemeniz gerekir. Çünkü bu süre içinde parfümdeki alkol uçacak, bileşimindeki kimyasal malzemeler teninizle etkileşim içine girecektir.

Parfüm almaya giderken yediklerinize dikkat etmeniz gerekir. Çünkü baharatlı, acı ve yağlı yiyecekler teninizin kimyasını değiştirir.

Dökme değil spreyli parfüm şişelerini tercih edin. Spreyli parfümleri kullanmak daha ekonomik olacaktır.

Parfümlerinizi güneş ışığında, fazla nemli ve sıcak ortamlarda saklamaktan kaçının. Parfümünüz güneş ışığı, nem ve sıcağa maruz kalırsa kısa sürede bozulur.

Bilek içleri ve kulak arkaları genelde parfüm sürmek için ideal yerler olarak bilinir. Çünkü bu bölgeler, vücudun diğer bölgelerine oranla daha sıcaktır ve parfümün vücuda yayılmasını kolaylaştırır ancak yine bu sıcaklık yüzünde parfümün kokusu çok çabuk uçar gider.

Parfüm için asıl ideal bölgeler, göğüs, kalça kemiği ve bacak üstleridir. Bu bölgeler kapalı kaldığı için parfüm teninize hapsolur ve uzun süre kokusunu muhafaza eder.

Esansta koku tarzları


Esansın tarzı, duyusal özelliğin belirlenmesidir. Natürel kokuların temeli elde edildikleri maddelerin grubunu tanımlar. Kompoze esanslar bu kokular baz alınarak oluşturulmuş sentetik kokulu maddeler olduğundan anımsattıkları kokuya göre tarzları belirlenir.

Narenciye - Turunçgil (Citrus - Hesperidia): Bergamot, limon, portakal, mandalina, greyfurt, portakal çiçeği, misket limonu (lime), petitgrain, neroli oil gibi hammaddelerden oluşur. Parfümlerde ferahlık ve hafiflik vermesi amacı ile kullanılır. Odunsu ve baharatlı notlarla iyi uyum sağlar.

Obur (Gourmand): Kahve, karamel, kek gibi yenilebilir şeyleri anımsatan food flavors (yiyecek aroması) denilen kokuları kapsar.

Meyvemsi (Fruity): Kavun, şeftali, elma, mango, ananas, papaya (kavun ağacı) gibi meyve notlarının belirgin olarak hissedildiği tek veya kombine meyve kokularıdır.

Çiçeksi (Floral): Çiçek kokularıdır. Bu grupta net olarak tek bir çiçeğin kokusu (single floral, fr: soli flora) algılandığı gibi kombine çiçek kokuları (floral bouquet) da algılanır. Sardunya (geranium), sümbül (hyacinth), iğde çiçeği (oleaster flower), yasemin (jasmine), orkide (orchid), lavanta (lavender), zambak (lily), gül (rose) gibi kokular örnek verilebilir. Lily of the valley masumiyeti ve saflığı, orange tuberose veya ylang-ylang ise cinselliği, menekşe (violet) ve müge (muguet) kokuları ile bilinen süsen (iris) grubu ilkbaharı anımsatır. Bright floral diye adlandırılan grup ise tek ve çoklu floral grupların karışımı olarak bilinir.

Baharatlı - Itırlı (Spicy - Aromatic): Egzotik, yakıcı ve kuvvetli kokulardır. Defne, adaçayı, anason, ardıç, biber, biberiye (rosemary), defne, fesleğen, lavanta, muskat (little coco), karabiber, kakule (cardamom), karanfil (clove), nane (mint), safran, tarçın (cinnamon), tarhun (tarragon), yenibahar (allspice), zencefil (ginger), zerdeçal (curcuma), kekik (thyme) yağları örnek verilebilir.

Fougere: Fransızcada Fern (aşk merdiveni=eğrelti otu) anlamına gelir. Genellikle lavanta veya coumarin gibi maddeleri içeren, koklandığında ferahlık ve hafif baharatlı hissi veren genellikle bay parfüm olarak kullanılan kokuları kapsar.

Yeşil (Green, Herbaceous): Ot, çimen gibi bitkisel (herbal) kokuları ifade eder. Tazelik hissi verir. Yeşil kokuların çoğu Galbanum'dan (fresh, woody, spicy) türemiştir. Yeşil kokular doğallığı, freshliği ve gençliği ifade eder. Chypre tarzının biraz daha hafifi olarak da yorumlanır.

Şipir (Chypre): Fransızcada Kıbrıs anlamına gelen chypre tip kokular sert ve kuvvetli (leathery) kokulardır. Zambak, gül veya yasemin gibi floral kokularla odunsu kokuların karışımından oluşan kombinasyonlardır. Günümüzde pek tercih edilen bir tarz değildir.

Hayvansal (Animal): Civet, musk ve amber bu tip kokulardır. Amber notları, sıcak, tatlı ve şehvet uyandırıcıdır. Hayvansal maddelerin fixatif özelliği de olduğu için sıklıkla base not olarak kullanılırlar. Hayvansal kokular vanilya, çiçek, odun kokuları, camphor (nane ruhu) veya tütün kokuları ile birleştirilebilir.

Oryantal (Oriental): Yoğun, kuvvetli ve egzotik kokulardır. Misk (musk), vanilya (vanilla), baharat, tropikal çiçekler, ıtırlı bitkiler, tütün, animal notlar ve değerli ağaçların balsam (benjamin ve tolu balsam gibi) kombinasyonlarından oluşurlar.

Tütün (Tobacco): Kokusu oldukça kuvvetlidir, odun, ağaç, vanilya gibi koku tarzları ile pudrajlı veya soft kokularla kombine edilebilirler.

Odunsu (Woody): Sıcak, kuvvetli ve ağır kokulardır. Kalıcılıkları fazladır. Virginia cedar, gaiacwood, patchouli, vetiver, oakmoss ve sandalwood gibi yeni kesilmiş ya da kuru odun kokularını veya ormanı ifade eder.

Aldehidik (Aldehyde): Acıbadem gibi burnu hafif uyarıp gıdıklayan ve yapısında aldehyde kimyasalların ağırlıklı olduğu kokulardır. Bayan kokuları ve yumuşatıcı kokularında sıklıkla aldehyde kimyasallar kullanılır.

Su ve hava ile ilgili (Oceanic, Ozone, Aquatic, Marine, Cool): Temizlik ve modernlik ifade eder. Şelale, temiz hava, rüzgar gibi transparan, ferahlık verici kokuları ifade eder. Yeşil notlarla beraber kullanıldığında yağmur sonrası duyumsanan kokuları anımsatırlar. Yosun kokulu hammaddelerle (oakmoss) sıklıkla kombine edilirler.

Kokuları tanımlarken sıklıkla kullanılan bazı terimler vardır:
Sweet: Tatlı
Powdery: Pudrajlı
Soft: Yumuşak
Clean: Sabunsu, temiz

Esans Hammaddeleri


Esans hammaddeleri iki grupta toplanır:
1-Kimyasal maddeler
2-Naturel maddeler (uçan yağ, eterik yağ, essential oil)

1-Kimyasal Maddeler (aroma compound)
Esans yapımında kullanılan kimyasal maddeler tümüyle organik maddelerdir. Alkol, aldehit, keton, amin, ester, eter, terpen, tiol gibi organik grupların aromatik türleri kompoze esans yapımında kullanılmaktadır. Bu maddeler çoğu kez çeşitli kimyasal reaksiyonlarla sentez yoluyla, nadiren naturel maddelerden elde edilir. Kimyasal maddeler, kimya sanayi gelişmiş ülkelerde sentez yoluyla üretilir. Ülkemizde, üretimi yapılan kimyasal maddeler çeşit ve miktar olarak çok azdır. Esans sanayinde kullanılan kimyasallar hiçbir zaman %100 saflıkta değildir. Saflık oranı genelde %95-99 arasındadır. Bazen de izomer karışımları olabilirler.

2-Natürel Maddeler:
Genellikle doğadaki tek bir kokulu bitkiden veya hayvansal salgılardan fiziksel metotlar ile elde edilen az-çok uçucu olan ürünlerdir. Bu maddelerin uluslar arası adı Essential Oil, ülkemizde kullanılan isimleri Uçan Yağ veya Eterik Yağ’dır. Bitkisel menşeyli essential oil bitkilerin çiçek, yaprak, meyve, tohum, gövde ve kökleri gibi çeşitli kısımlarından elde edilir. Örneğin; çiçeklerin taç yaprakları (petals of flowers or blossoms): Gül, yasemin, menekşe, portakal, papatya, ylang-ylang… Koku duygu dünyamızı etkileyen en önemli öğedir, bazı davranış ve tepkilerin oluşmasına neden olur. Örneğin duyulan taze ot, yaprak ve yeşillik kokusu, ferahlık, yaşam heyecanı ve baharı anımsatır. Güzel bir çiçek kokusu da, huzur, mutluluk ve rahatlık duygusu verir.
Yaprak (leaf): Biberiye (rose mary), defne, fesleğen (basil), defne (bay), kekik (thyme, oregano), nane (peppermint, spearmint), okaliptüs (eucalyptus), karanfil (clove), styrax.

Meyve kabuğu (peel): Bergamot, greyfurt, limon, misket limonu (lime), portakal, mandalina

Tohum (seed): Anason (anis), havuç (carrot), acıbadem (almond), kereviz (celery), kimyon (cumin), küçük Hindistan cevizi veya muskat (nutmeg)

Ağaç kabuğu (bark): Tarçın (cinnamon), çam (pine)

Kök (root): Zambak (orris), kedi otu (valerian), zencefil (ginger)

Reçine (resin): Myrrh, Buhur veya tütsü (frankincence)

Ağaç (wood): Camphor, cedar, rosewood, sandalwood, ardıç (juniper)

Olgunlaşmamış bitki meyvesi (berry): yenibahar (allspice)... Naturel maddeler tek bir madde değildir, birçok kimyasal maddenin çeşitli oranlardaki karışımlarıdır. Bu nedenle bitkinin türü, cinsi ve üretildiği bölgeye göre essential oillerin içeriği de değişir. Örneğin; Türk, Bulgar ve Rus gül yağları arasında kimyasal yapı farkı vardır. Dolayısıyla buna bağlı olarak koku ve kalite farkı da vardır.

Esmer amber, kehribar (ambergris, amber): Erkek Kaşalot (İspermeçet) balinasının cinsel organından dışarıya salınan ve salındığı dış ortamda okside olmuş yağlı bir yumrudur. Parfümeri dilinde ambergris yerine amber kelimesi kullanılır ama bu terim mücevheratta kullanılan sarı amber ile karıştırılmamalıdır.

Castoreum: Kuzey Amerika’da yaşayan bir tür kunduzun salgı bezlerine ait kokulu keselerden elde edilir.

Civet: Afrika, Hindistan vb. Ülkeler de değişik türleri bulunan Viverridae ailesinden gelen bir cins farenin koku keselerinden elde edilmektedir. Bu madde civet-musk olarak da bilinmektedir.

Musk (misk): Başlangıçta Asyalı erkek musk geyiklerinin mide ve üreme organlarından elde edilmekte olan bu madde günümüzde sentetik olarak üretilmektedir çünkü nesilleri tükenmekte olan bu hayvanlar yasalarla koruma altına alınmış ve uluslararası ticareti yasaklanmıştır. Musk geyikleri dağ hayvanlarıdır. Türlerden birisi Himalaya dağlarında, diğerleri Kore, Çin, Sibirya, Kazakistan ve Moğolistan`ın dağlık bölgelerinde (örneğin Altay Dağları) yaşar.

Honeycomb (petek): Bal arılarının oluşturduğu peteklerin destilasyonu sonucu elde edilir.

Diğer naturel kaynaklar: Likenler (lichens) ve deniz yosunları (seaweed) bu gruba girer. Likenlerden oakmoss ve treemoss gibi maddeler elde edilir. Yosunlardan elde edilen yağlar ise oldukça pahallı olduğu için bunların yerine sentetikleri kullanılır. Essential oiller fiziksel özellik ve saflıklarına göre ürün tipi olarak 3 grupta toplanırlar ve şöyle adlandırılırlar:
1- Absolut=ABS
2- Concret
3-Oleresin=Resinoid

Absolut=ABS: Essential oillerin en saf tipidir. Uçan yağdan başka madde içermez. Concret ürünlerin içindeki waxların alkolle uzaklaştırılmasıyla elde edilir. Alkollü ekstrakt daha sonra vakum altında destile edilerek alkol ayrılır. Saf olarak essential oil elde edilir. Absolut, esansın en yoğun halidir ve bu sebeple en pahalısıdır.

Concret: Çiçek yaprak veya bitkinin diğer kısımlarının herhangi bir solventle ekstraksiyonundan elde edilen essentail oil bitkisel waxların ve solventte çözünen bitkisel maddelerin karışımıdır. Yarı katı görünümdedir. Wax ve resinoid içerdiğinden çözünürlüğü çok zor olan maddelerdir. Esanslarda kullanıldığında esansın çözünürlüğünü azaltır.

Oleoresin=Resinoid: Genelde bitkilerin kuru dal, gövde gibi kısımları ya da kurutulmuş yosunların uygun solventle ekstraksiyonundan elde edilirler. %80-90 oranında resin ve essentail oil karışımıdır, çeşitli saflaştırma yöntemleri ile essential oiller ile resinler birbirinden ayrılır. Resinoidler çoğunlukla, parfümü oluşturan uçucu bileşenlerin buharlaşmasını yavaşlatan fiksatif maddelerdir, akışkanlığı az, yapışkan, koyu renkli, berrak ve de çözünürlüğü azdır. Genelde bu maddeler utgun solventlerle karıştırılarak satışa sunulur ve kullanılır.

Açık Parfümün tarihi


İnsanoğlunu adeta büyüleşmiş olan kokunun tarihçesi insanlık tarihi ile birlikte başlar. Menşei eski Mezopotamya, Mısır ve Çin'e dayanır. Gelişmesi ise Doğu kültürleriyle beraber Avrupa ile olmuştur. Koku, M.Ö. 4000'li yıllarda insan yaşamına kokulu bitki ve reçinelerin yakılması ile yani tütsü ile girmiştir. Eski çağlardan beri kokuyu ifade eden sözcük PARFÜM dür. PARFÜM kelimesi Latince kökenli olup DUMANDAN ÇIKAN anlamındaki PER-FUME kökünden türemiştir. Eski zamanlarda insanlar badem, kişniş, mersin, kozalaklı ağaç reçinesi, bergamot gibi otları ve baharatları yakıp kokulandırma yapıyorlardı. Parfüm eldesini ise yağlarla çiçeklerin taç yaprakları, çeşitli ot ve bahartları kuvvetli bir şekilde ezip harmanlayarak yapıyorlardı.

Eski Mısırlılar dini törenlerde kokulu bitki ve çiçeklerden elde edilen hoş kokulu yağları tütsü ile birlikte tanrıları memnun etmek üzere kullanılmışlardır. Güzel kokuları yaşamın ötesine de taşıma isteğiyle ölülerini güzel kokulu yağlar ile mumyalayıp, mezarlarına armağan olarak kokulu yağlar ve kremler koymuşlardır. Firavun Tutankhamon'un mezarında yapılan kazılarda parfüm şişeleri ve krem vazoları bulunması, II. Ramses'in tanrı Ra için Karnak'taki Ammon Ra tapınağının duvarlarına "Sana güzel kokulu bitkiler ve en görkemli kokularla birlikte otuz bin öküz kurban ettim." yazdırması, kokunun ne kadar değerli kabul edildiğinin göstergesidir. Sık sık yıkanmayı gerektiren Doğu sıcağının etkisiyle koku dini amaçlar dışında güzel kokmak için vücuda sürülerek kullanılmaya başlandı. Koku, maddelerin havaya sürekli yaymış oldukları uçucu, kimyasal moleküllerdir. Havada dağılmış olan bu moleküllerin duyumsanması ise koku almadır. Duyumsanan tek bir koku, aslında çok sayıda farklı molekülün meydana getirdiği bir etkidir.

Koku alma denilince akla ilk gelen burun olmasına rağmen aslında koku almanın sadece %5'lik kısmı burunda gerçekleşir. Geri kalan %95'lik kısım, tamamen beyinde gerçekleşir. Bu uçucu moleküller burnun iç kanallarında nemli olfaktör epitel dokuda bulunan yaklaşık 6-10 milyon sinir hücresi (nöron) tarafından elektriksel titreşimlerle beyindeki koku merkezine iletilir. Böylece koku beyinde duyum haline gelir. Bu merkez hafıza; tat alım ve dengeden sorumlu merkezlerle de bağlantılıdır. Ortam ısısı ne kadar yüksek olursa buharlaşma da ısı ile doğru orantılı olarak artacağı ve moleküller daha geniş bir alana yayılacağı için algılayacağımız koku da o kadar net olur. Koku duygu dünyamızı etkileyen en önemli öğedir, bazı davranış ve tepkilerin oluşmasına neden olur. Örneğin duyulan taze ot, yaprak ve yeşillik kokusu, ferahlık, yaşam heyecanı ve baharı anımsatır. Güzel bir çiçek kokusu da, huzur, mutluluk ve rahatlık duygusu verir. Koku alma duyusu ile hafıza birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Çevremizdeki kokuları yabancılık çekmeden tanımamızın nedeni koku hafızasına sahip olmamızdır. Her türlü koku, özel bir kodlamayla koku belleğimizde arşivlenir. Bir kokuyla karşılaştığımız anda, bu arşive başvurup kokuyu teşhis ederiz. İlk defa duyumsadığımız, hafızamızda bilgileri bulunmayan bir kokuyu da diğer kokulara benzeterek yorumlarız. Böyle bir belleğimiz olmasaydı, bir kokuyu tanımlamak imkânsız hale gelecekti.

Koku duyusu çok hasas bir duyudur. İnsan uyuduğunda dahi çalışır. Duman kokusunu aldığı zaman, kişi hemen uyanacaktır.Ayrıca insan 10,000 kadar kokuyu ayırt edebilir. Aslında koku duyumuzun kapasitesi düşündüğümüzden çok daha büyüktür. Hatta bazı araştırmacılar bunu belirli bir rakamla sınırlandırmanın yanlış olacağını zira koku duyumuzun sayılamayacak kadar çok kimyasal bileşimi ayırt edebilecek düzeyde olduğunu ifade etmektedir. Koku belleğini görsel ve işitsel hafızadan ayıran önemli bir nokta vardır. Kokuya ilişkin bilgilerin diğerlerine göre daha uzun süreler boyunca kalıcı olduğu anlaşılmıştır. Bir kokuyu algılamanızla birlikte birçok anınızın da canlanması işte bu nedenledir.

11. yy'da İranlı İbn-i Sina (Avicenna), damıtma yoluyla gülsuyunu ve bugün essential oil (uçan yağ, eterik yağ) dediğimiz koku verici maddeyi gülden çıkarmayı keşfetti. Çalışmasını diğer çiçekler üzerinde de geliştirdi. Gülsuyu önceki kokulu yağlar ve tütsüye göre daha narin ve hafif olduğu için hemen popüler oldu. Damıtma teknolojisi de önemli bir şekilde,Batıdaki bilimsel gelişmeleri etkiledi. Asya, Anadolu, Babil, Ninova ve Persepolis'de giderek yaygınlaşan Misk-i amber gibi kokular Doğuda her sınıfa mensup kişiler tarafından gündelik hayatta sıkça kullanılmaktaydı. Koku kullanımı savaşlar, gezginler ve İpek Yolu kanalı ile 14. yy'da Avrupa'ya kadar ulaştı. Ancak modern parfümü dünya ile ilk tanıştıran Macarlar oldu. Avrupa'da o yıllarda kokulu yağların tüketicileri Avrupa saraylarıydı. 14. yy da (1370) ilk alkol temelli parfüm olan Macar Suyu güzelliği ile ünlü Macar Kraliçesi Elisabeth von Ungar'e ithafen yapılmıştır. Muhteşem güzelliği ile tanınan Elizabetht 25 yaşındaki Polonya Kralı kendisine evlenme teklifinde bulunduğunda 72 yaşındaydı. Elizabeth'in muhteşem güzelliğinin sırrının Macar suyu olduğu söylenmektedir.

14. yy da Fransa'nın Güneyinde başlamış olan hoş kokulu çiçeklerin ekimi zamanla büyük bir sanayiye dönüşmüş ve Fransa kısa sürede, parfüm imalatının Avrupalı merkezi olmuştur. Günümüzde Fransa hala Avrupa parfüm tasarımının ve ticaretinin merkezidir. Parfüm yapımı Rönesans ile İtalya'da 16.yy da gelişmeye başladı. İtalyan Catherine de Medici Fransa Kralı II. Henry ile evlenmek üzere İtalya'dan Fransa'ya gelmiş, Rene le Florentin isimli kişisel parfüm satıcısı ile Fransa'nın Grasse bölgesinde Florentin'e araştırma laboratuvarı kurmuş ve gizli bir pasajla kendi evine bağlantı yaptırmıştır. 16. yy dan bu yana Grasse Fransa deri işletme endüstrisinin de merkezi olmuştur. Burda yapılan deri eldivenler amber, baharatlar, yasemin, akça yasemin ve misk ile kokulandırılmıştır.

18. yy da deri ticareti önemini kaybettiğinde kokulu eldiven üreticileri sadece parfüm üretmeye yöneldiler, bu amaç için çeşitli ağaçlar yetiştirdiler. İnsanlar koku ihtiyaçlarını 19. yy başlarına kadar bitki ve çiçeklerden elde ettikleri kokulu yağlar ile karşılamışlardır. Modern parfümeri 1806 da Jean Maria Farina tarafından Eau de Cologne'un pazarlanması ile başlamıştır. Almanya kaynaklı olan formülü 1818 yılında patent almıştır. Formülü alkol-su bazının portakal tomurcuğu, bergamot, biberiye ve limon dan oluşan bir yağ ile kokulandırılmasından ibaretti.

Ülkemizde ise 19. yy.da, gülyağı ile uçan yağ üretimine başlanmıştır. Isparta gül yağı, kalitesi ile dünyada aranan bir ürün olma özelliğindedir. Ancak dünyada, 19. yy. sonları ile 20. yy başlarından itibaren Kimya sanayindeki çok hızlı gelişme ve sentetik kimyasal maddelerin eldesi koku konusunu da olumlu bir şekilde etkilemiştir. Diğer yandan dünya nüfusunun çok hızlı ve büyük oranda artışı, kültür düzeyindeki yükselme çok çeşitli kişisel temizlik, kozmetik ürünlerle, evsel ve endüstriyel temizlik ürünlerin büyük oranda üretilerek tüketilmesine neden olmuştur. Bu artışla paralel olarak koku maddelerine olan gereksinimde artmıştır. Naturel yağların çıkarıldığı bitkilerin bu ihtiyacı karşılayamaması sebebi ve kokuyu daha ucuza mal etmek amacı ile laboratuar ortamlarında oluşturulan sentetik hammaddelerin naturel yağlar ile karıştırılması ile oluşan KOMPOZE ESANS doğmuş ve bugünde sanayi sektöründe önemli bir yer edinmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Konsinye ne demek ?

organik hindi üretmeye var mısın ?

kumpir işinde başarı hikayesi